top of page

Ankara Müzeleri #HAKKINDA

Ankara Müzeleri'ne dair bir proje hakkında konuşacağız. Projenin ismi ise "Marka Kent İletişiminde Müzelerin Rolü: Ankara Örneği" Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin, yani VEKAM'ın desteklediği projenin yürütücüleri olan Doç Dr. Burcu Zeybek ve Doç. Dr. İlknur Doğu Öztürk'e yönelttik sorularımızı.


ENTELANKARA: Projenin çıkış motivasyonunu, ilerleyişini ve amacını sormak isteriz ilk olarak.


Doç. Dr. Burcu Zeybek: Merhabalar, ben Doç. Dr. Burcu Zeybek. İletişim çalışmaları alanında akademisyenim. İkna, siyasal iletişim, marka kent iletişimi ve sürdürülebilirlik konularında akademik çalışmalar ve projeler yürütmekteyim. Projemizin adı, "Marka Kent İletişiminde Müzelerin Rolü: Ankara Örneği" Projemiz, Ankara'nın kent iletişiminde müzelerin rolünü tespit etmeyi amaçlarken aynı zamanda müzelerin sürdürülebilirliğini sağlama konusunda da kullanım öneriler getirmeyi amaçlamıştır.


Proje 24 aylık bir süreyi kapsamaktadır. İlk yıl teorik çalışmalar, paneller ve bilimsel araştırmalar ile tespit çalışmalarıyla geçti. Ancak bu yıl projemizin uygulama hedefi olan Instagram paylaşım hareketini gerçekleştireceğiz. Evet, doğru duydunuz, Ankara'nın müzelerini kapsayacak bir Instagram paylaşım hareketi başlatıyoruz. Ankara müzelerine gelen ziyaretçilerin kendi Instagram hesaplarında "#ankaramüzeleri" hashtag'iyle yapacakları paylaşımlarla sosyal ağlarda bir topluluk oluşturmayı, bu müzelere giden ziyaretçilerin o müze hakkındaki geri bildirimlerini ve deneyimlerini analiz edeceğimiz yeni bir araştırma gerçekleştireceğiz.


Bu noktada müzeye gelecek ziyaretçilerimizden ve bizi şu an okuyanlardan özel bir ricamız var. 18-24 Mayıs tarihleri arasında istedikleri bir Ankara Müzesini ziyaret ettiklerinde "#ankaramüzeleri" hashtag'iyle paylaşım yapmalarını rica ediyoruz. Ancak altını çizmek istediğim bir konu var: Bu bir haftalık süreç içerisinde eğer gizliyse profillerini açmalarını rica ediyoruz. Çünkü bizler de o süreç içerisinde veri topluyor olacağız.


Doç. Dr. İlknur Doğu Öztürk: Herkese merhaba, ben de Burcu hocamla birlikte projenin diğer yürütücüsü Doç. Dr. İlknur Doğu Öztürk. Halkla ilişkiler ve tanıtım, kurumsal iletişim, kriz iletişimi, kent markalama ve yeni medya gibi konularda çalışmalar yürütmekteyim.


2021 yılında üzerinde çalışmaya başladığımız, 2022 yılı ocak ayından itibaren Koç Üniversitesi VEKAM tarafından desteklenen projemizle Ankara'nın iyi bir izlenim yaratmasında müzelerin önemine dikkat çekmeyi hedefliyoruz. Kültürel miras, sanat, kültür, sosyal olanaklar gibi çeşitli başlıklarla, konularla ilişkili olan marka kent olma konusunda müzeler önemli bir yer tutuyor. Bu çerçevede, müzelerin nasıl algılandığı ile ilgili tespitlerin, kentin görünürlüğünü arttıracak dijital pratiklerle birlikte kent markasına katkı sağlayacağı ve bu markanın sürdürülebilirliğine yine kentlerin önemli kaynakları olan müzelerin etki edeceği varsayımıyla çalışmamızı planladık ve başlattık.


Projemizle Ankara'nın sahip olduğu kültür mirasını sosyal medya ortamında kurulan etkileşimli iletişim sürecinde ön plana taşıyabilmek en büyük isteğimiz. Bu istekle de Ankara ile kentin bugününe kaynaklık eden geçmişini temsil eden kültürel mirasının koruyucusu ve aktarıcısı olan müzeleri arasındaki bağı daha görünür hale getirmeye odaklandık. Böylece projemizin uygulama adımı da ortaya çıkmış oldu ve “#ankaramüzeleri” hashtag'i ile bir paylaşım hareketi planladık. Bu hashtag, hem Ankara hem de müzelerle ilgilenenlerin sanal ortamda bir topluluk yaratmasını sağlayacağı için ve hatta bu hashtaglerin bile takipçileri olabildiği için hashtag hareketinin desteklenmesi ve paylaşım yapılması bizler için son derece önemli.


ENTELANKARA: Bir şehir için, özellikle de Ankara için müzeler neden önemli?


Doç. Dr. İlknur Doğu Öztürk: Müzeler aslında sadece Ankara için değil, tüm şehirlerimiz için çok önemli ve kıymetli kurumlar. Kentlerin çekici unsurları arasında bulunan yerler. Kentle bütünleşen, kentin geçmişi hakkında bilgileri koruyan, kente bir kimlik veren, geçmişe dayanan kültürel birikimi koruyan ve yeni kuşaklara aktarılmasını sağlayan kurumlar.


Ayrıca müzeler, kentlerin ziyaret edilmeye değer yerler olarak konumlandırılmasına ve turizm potansiyellerinin artmasına da katkıda bulunur. Bir kentin geçmişi ile geleceği arasında bağ kurma işlevini görerek, o kente ilişkin ortak bir geçmişi meraklılarına anlatan yapılar ve hikaye anlatan mekanlar olarak da önemlidir.


Müzeler kültür ve sanat alanında faaliyetlere ev sahipliği yapar, sanatın ve sanatçının üretmesine destek verir. Aynı zamanda kentlerin sosyal yaşamını geliştirir ve kendi sakinlerinin gelişimine katkıda bulunur. Bu nedenlerle müzeler, kentler için büyük önem taşır.


Müzelerin kentlerin marka değerini artırarak ziyaretçi çekme potansiyellerini arttırdığını söyleyebiliriz. Müzelerin kültürü, sanatı ve sosyal yaşamı geliştirmesi, kentlerin kendine özgü bir kimlik kazanmasını sağlaması ve bu kimlikle ziyaretçilerin ilgisini çekmesi, kentlerin marka değerinin yükselmesine katkıda bulunur.


ENTELANKARA: Sosyal medya ile müzelerin ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?


Doç. Dr. İlknur Doğu Öztürk: Dijital iletişim teknolojileri ve sosyal medya, son yıllarda o kadar hızlı benimsendi ve o kadar yaygınlaştı ki müze iletişimine etki etmemesi düşünülemez. Öncelikle, sosyal medya müzelere tanıtım imkanı sunuyor. Müzeler, koleksiyonlarını, önemli eserlerini, müze binalarını ve bulundukları bölgeyi, düzenledikleri etkinlikleri tanıtabiliyorlar. Bu tanıtım faaliyetleri müzelerin geniş kitlelere ulaşmasını ve potansiyel ziyaretçiler tarafından erişilebilir olmasını sağlıyor.


Özellikle sosyal medya platformlarında artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, sanal turlar gibi yeni teknolojilerin kullanılması ve hashtag gibi etiketleme uygulamalarının gerçekleştirilmesi, sosyal medya kullanıcıları ile müzeler arasında etkileşimli bir ilişki kurmayı ve iletişimi daha stratejik bir şekilde yönetmeyi sağlıyor. Günümüz ortamında içeriğin ve bir hikaye anlatmanın son derece önemli olduğu düşünüldüğünde, sosyal medya platformları müzelerle ilgili nitelikli içerik, etkileşim ve katılım imkanı sağlayarak aslında müzelere daha fazla ilgi ve dikkat çekmenin önemli bir aracı durumunda.


ENTELANKARA: Müzeleriyle markalaşmış dünya şehirlerinden örnekler verecek olsaydınız bu şehirler hangileri olurdu?


Doç. Dr. Burzo Zeybek: Aslında, bunları örnek vermeden önce birazcık "marka şehir" kavramına değinmek istiyorum. Şimdi, kurumların ürün ve hizmetleri için uyguladıkları birtakım markalaşma konseptleri var ve bunu daha üst boyuta çıkardığımızda yer markalaması, ulus markalaması ya da şehir markalaması gibi kavramlardan söz ediyoruz aslında. Ürünün ve hizmetin markalaşma amacı olduğu gibi, ülkelerin, kentlerin ve ulusların da markalaşma amacı bulunmaktadır. Bu doğrultuda çeşitli stratejiler geliştiriyorlar. Ülke markalamasında, bir ülkenin tanıtılması veya bazı özelliklerinin ön plana çıkartılarak bu alanda farklılık oluşturulması amaçlanıyor. Hangi özelliklerin ön plana çıkartılabileceği ise ülkeden ülkeye, şehirden şehire değişir. Kimisi turizm merkezi olarak öne çıkarken, kimisi yatırım çekmesiyle daha ön planda olabilir, ekonomik kalkınmasını destekler veya kültürel mirasına vurgu yapar. Böylece, ülkeler, şehirler ve topluluklar artık birbirleriyle rekabet edebilmekte ve farklı tanıtım stratejileri geliştirerek sakinleri, turistleri şehirlerine ve ülkelerine çekebilmektedirler.


Düşündüğümüzde, yani stratejik olarak iyi kurgulanmış bir marka şehir, o şehrin gerçek ve algılanan çekiciliğini artırır ve o şehre çalışanları ve yatırımcıları çeker. Dolayısıyla, o şehrin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunur. Markalaşma örneği olarak, 2000'de faaliyete geçen ve o dönemde yapısı itibariyle oldukça eleştirilen London Eye, Birmingham Sarayı’ndan sonra 40 milyon ziyaretçi ile birlikte gelen kar ile Londra'nın sembolleri arasına girmiştir. Tabii ki, bu sadece fiziki bir takım özellikleri içermiyor. Söz konusu şehrin sakinlerine ve potansiyel ziyaretçilerine, şehirle ilgili psikolojik ve duygusal çağrışımlar yaratmak da önemlidir. Marka şehri olabilmek için 4 temel unsur bulunmaktadır: yerleşik beceri, özgün çıktı, doğal yapısı ve çevresi, ve kültürel miras.


Evet, kültürel miras öğeleri olarak burada müzeler karşımıza çıkıyor. Örneklere gelecek olursak, özellikle müzeleriyle ön plana çıkmış dünya şehirlerini düşündüğümde, benim ilk aklıma elbette ki Paris gelmekte. Şehir sadece Fransa'nın değil, dünyanın en ikonik seyahat noktalarından biridir. İkinci olarak, Moskova geliyor. Zira, şehir ülkenin karmaşık tarihi ve büyüleyici kültürü hakkında bilgi edinebileceğiniz tam 261 müzeye sahiptir. Başka bir örnek, Güney Kore'deki Seul şehri. Tam 201 adet müzesi bulunan Seul, sahip olduğu kültürel deneyimler nedeniyle binlerce seyahat severi çekmektedir. Yine elbette ki İngiltere'nin Londra şehri dünyanın eğitim, kültür, sanat, moda, finans ve medya merkezlerinden biri olarak anılır. Londra ve oradaki British Museum ise Londra'daki önemli müzelerden biridir. Paris’teki Louvre Müzesi neyse Londra’daki de o. Bence yine müzeleriyle ön plana çıkan şehirlerden bir tanesi de Tokyo'dur. Doğa severleri bir araya getiren müze şehirleri arasında yer alır. Özellikle 1871 yılında kurulan National Museum of Nature and Science, Japonya'daki medeniyet tarihini keşfetmek ve bitki-hayvan türleri hakkında bilgi almak için çok başka bir seçenek sunmaktadır.


ENTELANKARA: Ankara'da sevilen müze rotaları var mı? Az zamanı olan Ankara ziyaretçilerine hangi güzergahları önerirsiniz?


Doç. Dr. Burzo Zeybek: Eğer az zamanları varsa, bir ya da iki gün gibi, önerebileceğim iki tane rota var. Birincisi, Anadolu Medeniyetleri, Erimtan, Rahmi Koç Müzesi ve Ankara Kalesi rotasından oluşan ve birbirine yakın sayılabilecek bu müze rotası. Diğeri ise Resim Heykel Müzesi, Etnografya Müzesi ve CerModern. Bu iki rotada çok erken başlanırsa güne, bir günde dahi sıkıştırılmış bir programla bitebilir. Ama benim gibi müzeleri uzun saatler gezen biriyseniz, tek bir rotayı tercih etmenizi öneririm. Bu arada, Ankara'da son yıllarda tematik müzelerin de altını çizmek önemli. Müze Kumbaram gibi, Cin Ali Müzesi ve Kelime Müzesi gibi. Ve son olarak, elbette ki gitmeyeni yoktur diye düşünüyorum, ama yine ve yeniden gidilesi olan yerlerden biri Anıtkabir, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi.


ENTELANKARA: Sergilediklerinden azade olarak dinlenmek için ziyaret edilen müzeler var mı? Bahçesinde oturmaktan veya kantininde çay içmekten keyif alınan Ankara müzeleri hangileri?


Doç. Dr. Burzo Zeybek: Bu konuda özellikle Resim Heykel Müzesi ve Etnografya Müzesi'nin bahçelerinin harika olduğunu duymuştum. Projemizin paylaşım hareketi için bu müzelerin bahçelerinden gelecek fotoğrafları hayal edebiliyorum. Ayrıca, ikonik mimarisi ve şık atmosferiyle özenle seçilmiş menüsüyle CerModern'in kafesinde oturmak da keyifli olacaktır diye düşünüyorum.


ENTELANKARA: Son sözleri size bırakalım. Projenize dair Ankara müzelerine dair neler söylemek istersiniz?


Doç. Dr. Burzo Zeybek: Ben son sözü tamamen paylaşım hareketine ayırıyor ve bizi Ankara Müzeleri Instagram hesabından takip etmelerini rica ediyorum. Orada ve VEKAM'ın hesaplarında periyodik olarak yönlendirici postlar ve hikayeler paylaşıyoruz. Projemize katılmak ve bilimsel araştırmamıza katkı sunmak isteyen herkesi bu harekete davet ediyoruz. 18-24 Mayıs 2023 tarihleri arasında Ankara müzelerini ziyaret eden ziyaretçiler, Instagram hesaplarında #ankaramüzeleri hashtag’iyle diledikleri fotoğrafı paylaşabilecekler. Böylece o hafta içinde hesabını erişime açmış olan tüm ziyaretçilerin paylaşımları, deneyimleri ve görüşleri projemiz çerçevesinde analiz edilecektir. Şimdiden herkese teşekkür ediyor, keyifli bir hafta geçirmenizi diliyoruz. Bize yer verdiğiniz için ENTELANKARA'ya teşekkürlerimi sunuyorum. Hoşça kalın.


Doç. Dr. İlknur Doğu Öztürk: Bu projeyle ülkemizdeki müzelerin hızla yaygınlaşan dijital iletişim platformlarını daha etkin bir şekilde kullanmalarına katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Sosyal medya ve diğer dijital iletişim araçları, içerik üretme, etkileşim ve katılım gibi olanaklarıyla kent kültürü ve kimliğine dikkat çekmeyi sağlamaktadır. Bu nedenle projemizin uygulama aşamasında hashtag kullanımıyla müze ziyaretlerinden paylaşılan fotoğrafların önemi büyüktür. Bu paylaşımlar sayesinde Ankara'nın nasıl etkilendiğini ve hangi müze özelliklerinin daha fazla ilgi gördüğünü tespit edebileceğiz.


Son olarak, müze ziyaretlerini seven herkesi 18-24 Mayıs tarihleri arasında #ankaramüzeleri hashtag’iyle paylaşım yapmaya ve bilimsel çalışmamıza destek olmaya davet etmek istiyorum. ENTELANKARA’ya ve bu sohbeti dinleyen herkese de ayrıca teşekkür ederim.


18 - 24 Mayıs Müzeler Haftası. Bu tarihler arasında Ankara müzelerini ziyaret edelim ve hashtag ankaramüzeleri etiketiyle paylaşımlar yapmayı unutmayalım. Proje yürütücüleri Doç Dr. Burcu Zeybek ve Doç. Dr. İlknur Doğu Öztürk hocalarımız a hem emekleri için hem de ENTELANKARA'ya katılımları için çok teşekkür ediyorum.


Podcastlerimiz Spotify, Apple, Google ve hatta YouTube'da...

8 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page